Pestisit nedir, insan sağlığını nasıl etkiler?
Tarımda ve bitki yetiştiriciliğinde sıklıkla kullanılan pestisitler, bir diğer adıyla tarım ilaçları, tohumlara ve bitkilere zarar verecek organizmalarla mücadele ederek tarımsal savaş sağlamaktadır. Pestisit kullanımıyla bitkileri her türlü zararlı ve yabancı dış faktörden koruyarak, fazla ürün elde etmek ve aynı zamanda ürünün kalitesini arttırmak hedeflenmektedir.
Genel olarak pestisit adıyla adlandırılan tarım ilaçları kendi içinde farklı gruplara ayrılmaktadır. Böceklerle mücadele kullanılan insektisit ve yabani otlarla mücadelede kullanılan herbisitler, pestisitlerin en yaygın iki çeşididir. Pestisit kullanımının tarihi, farklı amaçla kullanılmasına rağmen II. Dünya Savaşı’na kadar dayanmaktadır. O dönemde bu maddeler sinir gazı olarak kullanılmaktaydı.
Pestisitlerin tarımsal alanlardaki kullanımı Türkiye’de giderek artmaktadır. Pestisit kullanımıyla, bitki zararlılarına karşı önemli ölçüde mücadele sağlanırken, pestisitlerin bilinçsiz ve yoğun kullanımı çevre ve insan sağlığı açısından ciddi problemlere yol açmaktadır.
Pestisit olarak biyolojik ajanlar da kullanılmasına rağmen, kimyasal kökenli pestisit kullanımının çok daha yaygın olması, insan sağlığı için oluşan riski daha da arttırmaktadır. Geniş alanlarda kullanılan pestisitler, uygulandığı bölgeden havaya, toprağa ve suya karışarak hedef organizmalar dışındaki canlılarla etkileşime girerek kalıntı oluşturabilmektedirler. Kimyasal yapılarına göre uygun iklim ve tarımsal koşullar ile de farklı formlara dönüşerek toksisiteye neden olabilmektedirler.
Pestisitler, hedef organizma dışındaki canlılarda üreme fonksiyonlarının bozulmasına ve ölümlere sebebiyet verebilir. Bir başka önemli konu ise, hedef ve hedef olmayan organizmalarda pestisitlere karşı direnç kazanılması sonucu hastalık taşıyan parazit ve böceklerin kontrolden çıkarak mücadele edilemez hale gelinmesidir.
Bitkiler, canlı ve cansız çevredeki her türlü pestisit kalıntısını toprak ve su yoluyla bünyelerine alırlar ve bu bitkilerin gıda olarak kullanılması sonucu, pestisitler besin zincirine girerek insan sağlığını tehdit eder hale gelirler. Gıdalardaki pestisit kalıntılarının maksimum miktarları, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nde daha önceden tespit edilerek belirlenmiştir. Pestisit kalıntılarının bu tolerans sınırını geçmemesi, tüketici sağlığı açısından çok dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Ürünler için mutlaka farmakolojik ve toksikolojik testerle pestisit kalıntı miktarlarının belirlenmesi gerekir. Tükettiğimiz bitkilerde hiç pestisit kalıntısı olmaması için ise hem üretim yapan tarım alanlarında hiç pestisit kullanılmıyor olması, hem de üretilen topraklara çevreden hava, su, toprak yoluyla pestisit bulaşmamış olması gerekir.
Yemler aracılığıyla hayvansal gıdalara geçen pestisit kalıntılarının %10’a kadar olan kısmı süt yoluyla atılıp büyük oranlık kısmı ise hayvan vücudunda depo edilerek besin zincirine aktarılmaktadır. Ancak, sütteki pestisit kalıntıları da, sütün peynir, yoğurt, tereyağı ve kremaya dönüştürülme işlemleri sırasında tehlikeli olabilmektedir. Toprağa ve tohuma geçen pestisit kalıntıları, bitkisel ürünlerin tat ve aromasının bozulmasına neden olmasının yanı sıra, bu gıdaların tüketilmesi, sağlık açısından ciddi şikayetlere yol açabilmektedir. Son çalışmalara göre elma, şeftali ve çilek meyve yapıları nedeniyle en çok pestisit kalıntısını bulunduran meyveler olarak sıralanmıştır.
Pestisite direkt maruz kalmak ilk olarak ciltte tahrişe yol açmasının yanı sıra göze temasında görme kaybına varacak boyutlara kadar gelmektedir. Pestisit kalıntılarının gıdalar yoluyla insan vücuduna girmesi ise, uzun vadede ciddi problemlere neden olabiliyor. Çok etkili kimyasal olan pestisitler vücuda girdiğinde, öncelikle beyinsel faaliyetlerin bozulmasına neden olarak Alzheimer ve Parkinson gibi sinir sistemi hastalıklarına yol açabilmektedir. Hamilelik döneminde, hamilelik süresinin kısalmasına, yeni doğan bebeğin nörolojik reflekslerinin baskılanmasına, çocukluk döneminde ise hiperaktivite bozukluklarına neden olabilmektedir. Son yapılan çalışmalar, pestisit kalıntılarının kısırlık, lösemi, bağışıklık sistemi problemleri ve özellikle karaciğer kanseri başta olmak üzere kanser oluşumunda büyük risk taşıdığını göstermiştir.
Özellikle sebze ve meyvelerdeki pestisit kalıntılarından kurtulmak için sadece suyla yetinmeyip bu gıdaların mutlaka sirkede veya sirke-limon karışımında bir süre bekletilerek yıkanması önerilmektedir. Neredeyse yediğimiz her gıdada pestisit kalıntılarının bulunma ihtimalini göz önünde bulundurarak, arındırma uygulamalarına rağmen tamamen pestisitten kurtulamama ihtimalini de unutmamak gerekir. Gıdalarınızı pestisit analizlerini düzenli bir şekilde yaptıran yerlerden almanız, doğal ve organik tarım ürünlerini tercih etmeniz bu açılardan önem taşır.
Sağlıkla kalın.
Kaynaklar
Abelson, P. H. (1993). Pesticides and food. Science, 259(5099), 1235-1236.
Çolak, H. & Hampikyan, H. (2015). Gıdalarda Pestisit Kalıntıları. Türkiye Klinikleri Journal of Food Hygiene and Technology-Special Topics, 1(1), 10-17.
Diatek Danışmanlık (2010). Mikrobiyolojik Analiz: Gıdalarda Pestisit Kalıntıları.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2016). Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği.
Margni, M., Rossier, D., Crettaz, P., & Jolliet, O. (2002). Life cycle impact assessment of pesticides on human health and ecosystems. Agriculture, ecosystems & environment, 93(1), 379-392.
Tiryaki, O., Canhilal, R., & Horuz, S. (2010). Tarım ilaçları kullanımı ve riskleri. Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 26(2), 154-169.
Xu M, Gao Y, Han XX, Zhao B. (2017). Detection of Pesticide Residues in Food Using Surface-Enhanced Raman Spectroscopy: A Review. J Agric Food Chem. doi: 10.1021/acs.jafc.7b01998. PMID: 28727420.
08.08.2017
İLGİLİ ÜRÜNLERİMİZ
-
Domates Salçası (650gr) - Eski Tadında
Salçamızı kimyasallarla kirletilmemiş topraklarımızda, tertemiz havada yetişen domateslerimizden, başka hiçbir katkı maddesi koymaksızın ve tuzsuz olarak hazırladık....
180,6 TL -
Tam Buğday Unu (Karakılçık, 1kg) - Eski Tadında
Yüzyıllardır Anadolu topraklarında yetişen, uzun saplı, kısa başaklı, genetiği ile oynanmamış, kimyasallarla kirletilmemiş, Karakılçık saf atalık buğdaylarımızın...
106,9 TL -
Tarhana (400gr) - Eski Tadında
Tarhanamızı atalık buğdaylarımızdan elde ettiğimiz ruşeymli ve kepekli unumuz, kimyasal ve ilaç kullanılmayan topraklarımızda mevsiminde yetişen domates...
98,2 TL
BENZER YAZILAR
-
Ülkemizde fındık üretimi ve dünyadaki yeri
Fındık başta Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon ve Rize olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan hemen her ilde yetiştirilmektedir. Türkiye’de üretilen fındığın %85’e yakını ihraç ediliyor.
-
Türk kahvaltısı ve Dünya kahvaltıları
Toplumumuzda kahvaltının yeri çok önemlidir. Zengin mutfağımız sayesinde kahvaltı kültürü şehirden şehre bile değişebilir. Ülkemizde kahvaltı menüsü birçok farklı yiyecekten oluşur. Dünyanın geri kalanında ise durum, ülkelerin kendi yemek kültürlerinden dolayı daha farklıdır. Dünyanın geri kalanında tatlı ağırlıklı ve kısıtlı menüler kahvaltıda tüketilirken ülkemizde daha çok tuzlu ağırlıklı bir beslenme tarzı benimsenmiştir.
-
Yerli, hibrit ve GDO’lu tohum nedir?
Son birkaç yıldır ülkemizde en çok tartışılan konulardan biri gıdaların tohumlarının doğallığı. Yerli tohum, hibrit tohum ve GDO’lu tohum olarak sınıflandırılan tohum çeşitlerini bu yazımızda inceleyeceğiz.
YORUMLAR