Kış aylarının vazgeçilmezi; ıhlamur
Ihlamur, hoş kokusu, güzel tadı ve rengiyle özellikle kış aylarının vazgeçilmez içeceklerindendir. Ihlamur, Tilia olarak da bilinen ıhlamur ağacının, ilkbaharda verdiği çiçek ve yapraklarının hasat edilmesiyle elde edilir ve demlenerek tüketilir.
Ihlamurun, insan sağlığı açısından olumlu etkileri sayılamayacak kadar fazladır. En önemli etkilerinden biri, sinir sistemini olumlu etkileyerek, kişiyi stresten uzaklaştırmasıdır. Çok zengin bir C vitamini deposudur ve vücuttan toksinlerin atılmasında, öksürük, grip, nezle gibi kış hastalıklarının etkilerinin azaltılmasında ve ayrıca ishal vakalarının da azalmasında önemli bir yeri vardır.
Ihlamuru en iyi şekilde tüketebilmek için, ıhlamur ağacının yeni açmış taze çiçekleri ve körpe yaprakları ilkbaharda toplanmalı ve güneş olmayan gölge bir ortamda kurutulmalıdır. Demleme işlemine geçilmeden önce, bir su bardağı su kaynatılmalı, sonrasında 1 tatlı kaşığı kurutulmuş ıhlamur yaprağı ve çiçeği, suya ilave edilmelidir. Ihlamur ve su, karıştırıldıktan sonra bardağın üstü örtülmeli ve 10 dakikalık demleme işleminin ardından süzgeçle, başka bir bardağa aktarılarak içime hazır hale getirilmelidir. Ihlamurun faydalarından yararlanmak için, içilecek miktarda demlenmelidir. Hemen tüketilmeli ve belirtildiği gibi önceden kaynayan suya ilave edilmelidir. Ihlamurun kaynatılması, içerisindeki önemli vitamin ve minerallerin yok olmasına neden olur. Demlenmiş ıhlamurun ısıtılarak tüketilmesi, sağlığa olumlu etkilerini azaltır. Ihlamur çayına aromasını veren, ıhamurun çiçekleridir. Ihlamuru, hem çiçek hem yapraklarını kullanarak demleyebileceğiniz gibi, sadece çiçekleriyle de demlemeyi tercih edebilirsiniz. Ihlamur çayınızı, bal katarak veya demliğinize tarçın çubuğu atarak tatlandırabilirsiniz. Uzmanlar, günde 3-4 fincan ıhlamur tüketmenin, vücuda herhangi bir yan etkisi olmadığını belirtiyorlar.
Demleme işlemiyle ilgili dikkat edebileceğiniz başka bir nokta ise, ıhlamur çayınızın rengidir. Belirtilen süreden daha fazla demlenirse, yapısındaki maddeler değişime uğrayacağı için sarı olan rengi, kırmızıya dönmeye ve kendine özgü kokusunu kaybetmeye başlar. Kırmızı renk, ıhlamurun zararlı hale dönüştüğü anlamına gelmese de demleme süresi fazla geçirilmeden, sarı renginde tüketmek, tüm faydasını almak açısından önemlidir. Ve bu şekilde ayrıca, lezzetini, hoş kokusunu ve keyifli içimini de kaybetmemiş oluruz.
Sağlıkla kalın.
22.02.2020
İLGİLİ ÜRÜNLERİMİZ
-
Ada Çayı (30gr) - Eski Tadında
Doğanın mucizesi bitki çaylarının en güçlülerinden biridir ada çayı. Sizin için el değmemiş doğal ortamından mis gibi...
64,8 TL58,32 TL -
Fermente Elma Sirkesi (500ml) - Elif Candar
Elif Candar'ın tüm katkısız ürünleri Eskitadında.com'da. Glutensiz ve şekersiz 12 ay fermente ettiğimiz probiyotik elma sirkemiz öncelikle bağırsak...
126,74 TL -
Espressolu Fıstık Ezmesi (1kg, Espresso Kahveli) - Mıstık Fıstık
Espresso kahveli fıstık ezmemiz, 1kg avantajlı paketinde, yüksek kaliteli yer fıstığı, hurma ve üçüncü nesil kahve üreticimizin...
384,9 TL
BENZER YAZILAR
-
Ülkemizde fındık üretimi ve dünyadaki yeri
Fındık başta Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon ve Rize olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan hemen her ilde yetiştirilmektedir. Türkiye’de üretilen fındığın %85’e yakını ihraç ediliyor.
-
Akdeniz ada çayı nedir? Faydaları nelerdir?
Ada çayı, Latince adı Salvia officinalis olan yüksekliği genellikle 20 ile 70 cm arasında değişebilen uzun ömürlü bir bitki türüdür. Ilıman iklimlerde yetişmeye yatkın bir bitki türü olan ada çayı, ülkemizde çoğunlukla Akdeniz ve çevresinde yetişmektedir. Bu nedenle Akdeniz ada çayı ismiyle de bilinmektedir. Bunun yanı sıra ada çayı, çevresi kapatıldığında ve istenilen sıcaklık ortamı sağlandığında soğuk iklimlerde de yetiştirilebilmektedir.
-
Önce hastalıklardan korunun
Hava kapalı, günler kısalıyor, havalar gittikçe soğuyor. Ne canımız bir şeyler yapmak istiyor ne de bedenimiz buna izin veriyor. Her sabah hava daha aydınlanmadan kalkıyor ve işe gidiyoruz. Dönüşümüz ise yine hava kararırken olmaya başlıyor. Bu geçiş mevsiminde sık sık değişen hava şartlarına uyum sağlamak da zor oluyor. Başta soğuk algınlığı olmak üzere bronşit, grip, kuş gribi ve türlü türlü virüsler hasta etmek için kapıda bekliyor. Ancak alınacak birkaç tedbirle hastalıklara meydan okumak mümkün. Doç. Dr. Elif Arı Bakır, kış mevsimini hem ruhsal hem de bedensel olarak sağlıklı geçirmenin yollarını anlatıyor.
YORUMLAR