Fermente Gıdalar ve COVID-19 İlişkisi
Hafta sonu dışarıya çıkış yasakları, sosyal ortamlarda buluşmaların ve büyük aile sohbetlerinin belirsiz bir tarihe ertelenmesi hepimizi evlerimize hapsediyor. Bu dönemde çokça hareketsiz bir yaşam sürdürüyoruz. Zaten, pandemi öncesinde, dünyada obezite görülme oranının son 20 yılda 3 kat arttığını ve şeker hastalığının (Tip 2 diyabet) toplumda giderek yaygınlaştığını okuyorduk. Bu durumun artan enerji alımı ile birlikte azalan fiziksel aktivite sonucu olduğunu, pandemi ve sokağa çıkma yasakları ile bu tablonun daha da şiddetlendiğini söyleyebiliriz. İstenmeyen kilo alma ve hareketsizlik metabolik sendrom riskimizi arttırmaktadır ki, kan şekeri yüksekliği, kan yağı bozuklukları, tansiyon yüksekliği ve karın bölgesinde istenmeyen yağlanma gibi sonuçları beraberinde getirir (1).
Bu kısır döngüyü kırmanın yolu, vitamin ve mineral içeriği yüksek, sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı ile birlikte günlük fiziksel aktivitemizi ihmal etmemek olacaktır. Tam tahıllar, bakliyat, “kısa tedarik zinciri” ile taşınan ve bu şekilde fito-ester içeriğini kaybetmemiş sebze ve meyveler, yağlı tohumlar, işlenmemiş hayvansal gıdalar ve probiyotik gıdalar tüketilmelidir (2). Bu şekilde planlanmış bir beslenme, hem bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklardan koruyacak, hem dengeli bir beslenme sağlayarak istenmeyen kilo alımını engelleyecektir. Üstelik ağır bir beslenme şekli olmadığından hareket etme isteğimizi azaltmayacaktır.
Beslenme ile ilgili araştırmalarda dikkat çeken konulardan biri, pandemiden ölümün daha fazla görüldüğü ülkelerde, karantina süresi içerisinde, toplumda %20 kilo artışı görülmesidir. Bilimsel çalışmalara katılan gönüllülere nedeni sorulduğunda pandemide kaygılarının arttığını, salgınla mücadele edebilmek için bireysel diyet kısıtlamalarını kaldırdıklarını ifade etmişler. Halbuki beslenme içeriklerine bakıldığında, besin değeri yüksek gıdalardan ziyade karbonhidrat ve doymuş yağ oranı yüksek gıda tüketimlerinin arttığı görülmüş. Pandemi ile psikolojik mücadele devam ederken sağlıklı beslenme alışkanlıklarına devam edemediklerini ifade eden bireyler olmuş. Aynı zamanda, besin değeri düşük gıdalarla beslenenlerde depresyon, kaygı bozukluğu ve uyku problemlerinde artış olduğu görülmüş (2). Beslenme ile ilgili bu çalışmalarda, fermente süt ve süt ürünlerinin içerdiği bir takım maddelerin (nörotransmitter) kaygı bozuklukları ve depresyonu engellediği belirtilmektedir (3).
Sağlığın besinle başladığı düşüncesi modern tıp uygulayıcıları için yeni olsa da, aslında, yeni bir kavram değil. Kore Halkı, yüzyıllardır bedeni iyileştiren maddelerin besinlerin içerisinde yer aldığı düşüncesini benimseyen “uisigdongwon” akımını uygulamakta. Kore kültüründe yüzlerce yıllık geçmişe sahip, fermente, probiyotik içeren bir besin olan ve “Kore turşusu” olarak da bilinen “kimchi” dünyanın önemli kültür miraslarından biridir ve UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.
Örneğin, “lahana kimchi” si, tuzlu suda bekletilip yıkanan lahana yapraklarının arasına turp, taze soğan, sarımsak, zencefil, acı biber ve deniz ürünleri salamurasının karıştırıldığı bir sosun konulmasıyla yapılır ve dünyada en değerli ilk 10 besin arasında sayılmaktadır. İngiliz The Sun gazetesine göre, Dr. Jean Bousquet ve ekibi düşük ölümler ve ulusal beslenme farklılıkları arasında bir bağlantı üzerinde çalıştı ve fermente lahananın beslenme alışkanlıklarının önemli bir parçasını oluşturduğu ülkelerde ölüm oranlarının daha düşük olduğunu buldu (4). Ülkemizde ise, probiyotik içeriği ve besin değeri kimchi kadar yüksek yoğurt, boza, kefir, elma sirkesi, lahana turşusu gibi geleneksel lezzetlerinin kimchiyi aratmayacağını biliyoruz.
Sağlığımızı en iyi şekilde koruyabilmek için düzenli fiziksel aktivite ile birlikte sağlıklı ve dengeli beslenme prensiplerimizi bozmazken, probiyotik besinler ve kısa tedarik zinciri olan gıdaları tercih etmeyi unutmayalım.
1. Grosso G, Mistretta A, Marventano S, et al. Beneficial effects of the Mediterranean diet on metabolic syndrome. Curr Pharm Des 2014;20(31):5039-5044.
2. Butler MJ, Barrientos RM. The impact of nutrition on COVID-19 susceptibility and long-term consequences. Brain Behav Immun 2020 Jul; 87:53-54.
3. Aslam H, Green J, Jacka NF, et al. Fermented foods, the gut and mental health: a mechanistic overview with implications for depression and anxiety. Nutr Neurosci 2020 Sep; 23(9):659-671.
4. Kim Y, Kimchi protects against COVID-19, a study says, 2020; https://www.donga.com/en/article/all/20200717/2122953/1/Kimchi-protects-against-COVID-19-a-study-says.
01.02.2021
İLGİLİ ÜRÜNLERİMİZ
-
Ekşi Lahana Turşusu (660ml) - Narin Su
Beyaz lahanalarımızdan doğal fermantasyon yöntemiyle hazırladığımız ev yapımı ekşi lahana turşularımız (sauerkraut) hazır....
197,13 TL -
Organik Siyez Unu (1kg)
Datça Murat Çiftliği'nin tüm katkısız ürünleri Eskitadında.com'da. Kastamonu İhsangazi ilçesinin atalık tohumlarından üretilen Siyez buğdaylarının geleneksel yöntemlerden olan...
125 TL -
Organik Kırmızı Kapya Biber (500gr)
Etli yapısı ve lezzetiyle çok beğenilen, bol vitaminli organik kapya biberlerimiz kızardı....
105 TL
BENZER YAZILAR
-
Lahananın faydaları ve pişirme önerileri
Güçlü antioksidan özelliğiyle kış hastalıklarından korunmamızı sağlayan beyaz lahana, pişirmeden taze olarak tüketildiğinde çok zengin bir C vitamini deposudur. İçeriğinde bulunan kükürt sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir, fazla miktardaki lif içeriğinden dolayı vücudumuzu mide ve bağırsak hastalıklarına karşı korur. 100 gramında 25 gr kalori bulunduran beyaz lahana, özellikle zayıflama diyetlerinde sıklıkla tercih edilmektedir. İçerdiği A vitamini sayesinde göz sağlığına faydalı olan lahana potasyum ve magnezyum mineralleri açısından da zengindir ve bu sayede kemik ve kas sağlığını güçlendirir. Lahana içeriğindeki potasyum, ayrıca yüksek kan basıncına karşı etkilidir ve yüksek tansiyonun zararlı etkilerine karşı kalbi korur.
-
Probiyotikler ne işe yarar?
Bağırsaklarımız, insan yaşamı için çok önemli olan çok sayıda yararlı bakteri içermektedir. Bağırsak florasının dengede tutularak, sağlığının korunması için bu bakterilerin önemi çok fazladır. Bu yararlı bakterilerinin dengesini sağlamak için ise, probiyotik tüketimine özen göstermek gerekir.
-
Bağırsak sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Bağırsaklarımız, sindirim sistemimizin çok önemli bir parçası olmasının yanı sıra, birçok açıdan vücudumuzun en aktif organlarındandır. Sağlıklı bağırsaklar, kuvvetli bağışıklık sisteminin en önemli anahtarı olarak görülmektedir. Peki sağlıklı bir bağırsak fonksiyonuna sahip olmak için neler yapmalıyız?
YORUMLAR